14 Mart 2009 Cumartesi

Oyuncular bu senaryoya çok inandılar

Mahsun Kırmızıgül, 'Güneşi Gördüm'de anlatılan hikayeye tüm oyuncuların inandıklarını ve yaşadıklarını söyledi.

NTV'deki Gece Gündüz programına, konuşan Mahsun Kırmızıgül, bu ülkenin anlatılacak çok hikayesi olduğunun altını çizdi.

Filmin gala gecesi, Beyaz Melek'in galasından çok daha heyecanlı olduğunu söyleyen Mahsun Kırmızıgül, "Ben oyuncuların bol olduğu senaryoları seviyorum. Karakterleri, mekanları bol olan filmleri seviyorum. Yıllarca benim Türkiye'de sevdiğim sinemada budur" diye konuştu.

Kendisine örnek aldığı ve beğendiği usta yönetmenleri Yılmaz Güney, Şerif Gören, Yavuz Turgul, Zeki Ökten, Ertem Eğilmez'in de aynı bakış açısında olduklarını ifade eden Mahsun Kırmızıgül, "Ben Beyaz Melek'te de bu filmde de o yolu seçtim. Çünkü bu ülkenin anlatılacak çok hikayesi var. Bütün oyuncularımız hakikaten bu senaryoya çok inandılar ve bu hikayeyi çok yaşadılar. Beraber yola çıkmanın mutluluğunu yaşattılar bana öncelikle. Herkes filmin iyi olabilmesi adına elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı" açıklamasını yaptı.

Filmde çok büyük bir emeğin olduğunu ifade eden Mahsun Kırmızıgül, "Film bu güne kadar hepimizindi. Hepimiz bir şeyi yaratmanın mutluluğunu yaşadık ama 12 Mart günü bu film artık bizden çıkmış olacak" dedi.

Okuduğum en komik senaryoydu



Uzun süredir bir komedide çalışmak istediğini ve sonunda Tuba Ünsal, TRT'nin yeni dizisinde bu dileğine kavuştu.

Tuba Ünsal ve Vural Çelik, TRT için çekilecek olan 'Canını Sevdiğimin İstanbul'u dizisinde birlikte rol alacaklar.

Saba Tümer'in HaberTurk'teki programına konuk olan ikili, dizinin içeriği hakkında bilgi verdiler.

Amerikan versiyonundan uyarlanan komedi dizisi olan 'Canını Sevdiğimin İstanbul'unda 'Ziyan Zebil' isimli bir ajanı oynayacağını anlatan Vural Çelik, "Amerikan ve Türk polisi tarzında farklılıklar sözkonusu. Bizimki daha geleneğine göreneğine uygun, sakarlıkları olan, çok masum, temiz ama işine dört kolla sarılmış şirin bir kişi Ziyan Zebil. Amerika'da yapılmış olan ve çok büyük kitlelerce izlenen dizinin mizah yüklü olanı" dedi.

Dizide bir ajanı oynayan Tuba Ünsal ise çok komik bir senaryo olduğunu belirterek "Senaryoyu okuduğumda Los Angeles'taydım. Bir anda CSI falan, nasıl dedim, süper. Benim karakterim Amerikadan gelmiş ve ben orada okudum. Çok etkilendim. Fakat bir türlü giremedik prodüksiyona. TRT'nin onaylaması, kriz falan ancak bu süreyi buldu" diye konuştu.

Tüm kadronun bu işi yapmayı başından beri çok istediğini ifade eden Tuba Ünsal, kendisinin de böyle bir iş için çok beklediğini belirtti ve "Uzun zamandır okuduğum en komik senaryoydu. Ben hep komedi oynamak istiyordum. Bir Allah'ın kulu da bana bu imkanı vermiyordu" şeklinde konuştu.

Dizinin çekimlerine başlandı ancak henüz yayınlanacağı gün ve saat belli değil. Ancak dizi, diğer diziler gibi 90 dakika değil 50 dakika olacak.

10 Mart 2009 Salı

Şahan, Cem'i yalanladı

Şahan Gökbakar, 'Ben görüşlerimi kameraya söylemem. Geçmişte yaptığım gibi gerekirse Şahan'ı arayıp kendisine söylerim' diyen Cem Yılmaz'ı yalanladı

Kanal D'de Ömür Gedik'in sunduğu 'Cinemania' programının konuğu olan Şahan Gökbakar, "Seni aradı mı hiç, beğenip beğenmediğini söyledi mi?" sorusuna "Yok söylemedi. Zaten kameralara konuştu o. 'Ben görüşlerimi Şahan'a söylerim' demiş ama genelde kameralara söylemeyi tercih etti, Recep İvedik 1'den itibaren. Şu ana kadar beni arayıp bir kere bile ne tebrik etmişliği var ne konuşmuşluğu var. Hadi geçtim tebriği, fikirlerini söylemişliği bile yok" açıklamasını yaptı.

Saygı Çerçevesini Aşmayalım
Daha sonra sözlerine "Olmasın da zaten. Çok da önemli değil insanların film hakkında ne düşündüğü" diyen Şahan Gökbakar,"Yeter ki düşüncelerimiz ne olursa olsun, birbirimize karşı belirli sınırları, seviyeleri, saygı çerçevesini aşmadan, birbirimizin yaptığı işleri hiç bir zaman yermeden kötülemeden güzel bir hayat geçirelim" açıklamasını yaptı.

Onlarla Tanışmaktan Mutluyum
Zaman zaman yapılan açıklamalar nedeniyle Beyazıt Öztürk, Okan Bayülgen, Cem Yılmaz ile de gerginlik yaşanan durumlara da gönderme yapan Şahan Gökbakar "Benim Cem Yılmaz'la da, Beyaz'la da Okan'la da hiç bir derdim yok. Hepsiyle de meslektaş olmaktan mutluyum. Hepsiyle hayatımda tanışmış olmaktan mutluyum, memnunum. Yani arkadaşlarım diye geçiyorsa tırnak içinde, arkadaşlarım olmalarından mutluyum. Birbirimizin yaptığı işlere gülmeyi başarabilelim artık" dedi.

AROG'da Çok Güldüm
Cem Yılmaz'ın AROG filmini izlediğini ve çok güldüğünü ifade eden Gökbakar, kimsenin gülmediği bazı bölümlerde de 'yarıla yarıla güldüm' tabirini kullanarak "Bunları söyleyebilelim artık, bundan gocunmayalım. Ben de söylüyorum açık açık. Fikirlerimizi birbirimize net bir şekilde söyleyelim ama bunun içine ufak hesaplar, ufak oyunlar koymayalım. Net olalım, dürüst olalım" dedi.

Kıskançlık ve Haset Arasında İnce Bir Çizgi Var
Ata Demirer'in "Hiç Şahan Bey'i kıskandınız mı?" sorusuna diyor. O da 'Başarı kıskanılır tabi ki' dediğini hatırlatan Şahan Gökbakar, meslektaşlarına bir mesaj iletmeyi de ihmal etmedi:

"Bu güzel bir şey. Çok samimi ve doğal. Ama bunu söyleyebiliyor olması bile kıskançlık ile haset arasındaki farkı anlatıyor. Arada çok ince ve büyük bir fark vardır. Bunu söyleyebiliyor olması Ata'nın gönlünün ne kadar ferah ve büyük olduğunu gösterdi bana."

7 Mart 2009 Cumartesi

Sarışın ajan Angelina Jolie!

Columbia Pictures'ın yeni filminde Angelina Jolie bir CIA ajanı olarak karşımıza çıkacak.

Usa Today'de yer alan habere göre, Columbia Pictures’ın yeni filminde casus-ajan "Salt" karakteri olarak Angelina Jolie karşımızda olacak.

Filmin orjinal senaryosu aslında bir erkek karakter olan "Edwin A. Salt" için yazılmıştı ve başrolde Tom Cruise oynayacaktı ancak Cruise ile anlaşılamaması sonucu Angelina Jolie ile masaya oturuldu ve senaryo yeniden yazıldı.

Film "Kemik Koleksiyoncusu" ve "Clear and Present Danger" dan da hatırlayacağımız yönetmen Philip Noyce tarafından yönetilecek. Orijinal senaryosu Kurt Wimmer tarafından yazılan filmin değiştirilen senaryosunu yazan isim ise "Mystic River" ve "Man on Fire" dan tanıdığımız Brian Helgeland oldu.

Angelina Jolie filmde, şerefi, ülkesi ve verilen görevleri yerine getirmek üzerine yemin etmiş bir CIA ajanı olan Evelyn Salt’ı oynayacak. Filmde bir Rus casus ajanı olarak suçlanan Evelyn geçmişi hakkında herşeyi temizlemek ve kocasını korumak için harekete geçer. Liev Schreiber ise filmde Evelyn’in patronu, arkadaşı ve CIA’in Rus masası çalışanı “Winter” olarak karşımıza çıkıyor.

Columbia Pictures tarafından film setinde çekilen bu fotoğraflarda Evelyn Salt’un 2 farklı halini görüyoruz. Birisinde sarışın diğerinde ise kumral. Hangisinin daha güzel olduğuna karar veremedik ama ikisinde de mükemmel göründüğü kesin.

Yönetmen Phillip Noyce ise Angelina Jolie ile çalışmaktan çok mutlu olduğunu söyledi ve şunları ekledi: "Salt izleyicinin de beklediği gibi gergin ve heyecanlı bir karakter olacak ancak aynı zamanda çok güçlü ve de çok yönlü bir karakter olacak. Bana göre Angelina bu karaktere hayat verebilecek tek kişiydi."

İstanbul Film Festivali geliyor!

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali için geri sayım başladı.

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali 4-19 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek. Ünlü oyuncu Sean Penn'e 2009 "En İyi Erkek Oyuncu" Oscar'ını kazandıran "Milk" festivalde gösterilecek filmler arasında. Festival programı, gösterim bilgileri ve bilet satış bilgileri 10 Mart Salı günü yapılacak basın toplantısının ardından açıklanacak. Biletler 21 Mart tarihinden itibaren satışta!

Festival, 15-16 Nisan 2009 tarihlerinde "Köprüde Buluşmalar Seminerleri" dahilindeki proje geliştirme atölyesinin ikincisini düzenliyor. Daha önce 9 Mart'ta sona ereceğini duyurulan başvuralar, 16 Mart tarihine kadar uzatıldı!

Ulusal Yarışma Jürisinin bu yılki başkanı ise ünlü sanatçı Kutluğ Ataman. Los Angeles California Üniversitesi'nde sinema eğitimi alan Kutluğ Ataman, sinemacı ve sanatçı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Eserleriyle İstanbul Bienali'ne de katılan Ataman, güncel sanat alanındaki çalışmalarının yanı sıra "Karanlık Sular", "Lola & Bilidikid" ve "İki Genç Kız" adlı uzun metrajlı filmleriyle de uluslararası birçok festivalden ödüller kazandı.
İstanbul Film Festivali'nde Ulusal Yarışma Jürisinin seçeceği En İyi Film ve En İyi Yönetmen'e, Kültür ve Turizm Bakanlığı ödül olarak 50.000'er TL verecek. Yine Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın vereceği En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleri ise 10.000'er TL. Festival yönetmeliğinde yapılan değişiklikler uyarınca Ulusal Yarışma jürisi bu yıl ilk kez En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni ve En İyi Müzik dallarında da ödül verecek. Yarışmada Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Derneği üyelerinden oluşan jürinin Onat Kutlar anısına vereceği FIPRESCI Ödülü de yer alıyor. FIPRESCI ödlünü kazanan filmin yönetmenine Efes Pilsen bir sonraki filminde kullanılmak üzere 30.000 USD değerinde para ödülü veriyor.

Ayrıca Nokia Nseries Kısa Film Yarışması finalistleri de belirlendi. Ön eleme sonrası belirlenen ilk 50 film arasından Ön Seçici Kurul tarafından altı finalist seçildi.

Jennifer Aniston aksiyon istiyor!

Elle dergisinin Nisan sayısına kapak olan ve röportaj veren Aniston kendisine verilen rollerden artık mutsuz olduğunu belirtti.

İngiliz Elle dergisinin Nisan sayısına kapak olan Jennifer Aniston, son filmi "Marley & Me" den sonra yer almak istediği projelerden ve eski kocası Brad Pitt'den bahsetti. Filmlerde aldığı roller üzerine konuşan Aniston, kendisine sürekli komik ve tatlı roller önerildiğini ancak artık biraz aksiyon istediğini, James Bond gibi gerçek bir aksiyon filminde rol almak istediğini dile getirdi. Belki de Jennifer Aniston'ı birdahaki James Bond filminde Daniel Craig ile yanyana görürüz. Bizi bu düşünce bile heyecanlandırmaya yetti. Sizce de Aniston mükemmel bir Bond kızı olmaz mı? Şu sıralar yeni sevgilisinden hamile olduğu söylentileri basında dolaşan Aniston; eski kocası Brad Pitt'le ilgili soruları yanıtladı. Ayrılmalarının artık gündeme gelmesini istemediğini, hiç kimseye bir borcu olmadığını ve ortada kötü adam veya iyi adam diye bir tabir olmaması gerektiğini, hiç kimsenin suçlu olmadığını dile getirdi.

Yeşilçam Ödülleri Sahiplerini Buldu

04 Mart Salı akşamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen görkemli bir törenle sahiplerini bulan "Yeşilçam Ödülleri" gecesinin yıldızı, “en iyi film” ve “en iyi yönetmen” dahil olmak üzere 6 dalda ödül kazanan “Üç Maymun” oldu.

2008’in en çok ses getiren filmlerinden “Sonbahar”ın “Turkcell İlk Film Ödülü”ne layık görüldüğü gecede, filmdeki rolüyle A. Onur Saylak “en iyi erkek oyuncu” ödülünü aldı.

İşte 2009 Yeşilçam Ödülleri’nin Sahipleri

En İyi Film: Üç Maymun

Turkcell İlk Film: Sonbahar

En İyi Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan (Üç Maymun)

En İyi Senaryo: Ebru Ceylan, Nuri Bilge Ceylan, Ercan Kesal (Üç Maymun)

En İyi Kadın Oyuncu: Hatice Aslan (Üç Maymun)

En İyi Erkek Oyuncu: A. Onur Saylak (Sonbahar)

En İyi Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki (Üç Maymun)

En İyi Müzik: Issız Adam

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Yıldız Kültür (Issız Adam)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Altan Erkekli (O… Çocukları)

Digitürk Genç Yetenek: Ahmet Rıfat Şungar (Üç Maymun)


Artık güldürmek istiyorum

Hollywood'un Oscarlı güzellerinden Charlize Theron bir sonraki projesinin bir komedi filmi olmasını istediğini belirtti.

Hollywood'un Oscarlı güzellerinden Charlize Theron, bir sonraki projesinin bir komedi filmi olmasını istediğini belirtti.

Yıllardır macera, bilimkurgu ve drama türü filmlerde oynadığını belirten Theron, "Artık insanları güldürmek istiyorum. Ayrıca yeni filmimde dans edip, şarkı da söyleyebilirim. Yıllardır bir müzikalde oynama hayalim de var" şeklinde konuştu.

Çizgi romandan beyazperdeye uyarlanan filmler

Çizgi romandan beyazperdeye uyarlanan filmler kervanına 'Watchmen' de katıldı.

Alan Moore ve Dave Gibbons tarafından çizilen ve Time dergisinin "En İyi 100 İngilizce Roman" listesinde yer alan Watchmen, 1986-87 yılları arasında basılan 12 sayıdan oluşuyor.

1985 yılında, ABD ve eski SSCB’nin nükleer savaşın eşiğinde olduğu sıralarda New York’ta geçen öyküde, süper kahramanlar kostüm ve maskeleriyle günlük yaşamın bir parçası olarak halkın arasında yaşıyorlar. Kendilerine
atfedilen "süper kahraman" tanımının tersine, ironik olarak süper güçleri olmayan bu kahramanlar, yasalara bağlı olmadan kendi çabalarıyla adaleti sağlamaya çalışıyorlar.

Çizgi romandan beyazperdeye aktarılan filmlerden kimileri ve dünya genelinde elde ettikleri gişe hasılatları şöyle: