21 Kasım 2009 Cumartesi

Carmen Electra'nın "Seks kasedi" çıktı!


Dünyaca ünlü topmodel ve oyuncu Carmen Electra, internette yayılan lezbiyen seks görüntüleri ile olay yarattı.

Dünyaca ünlü topmodel ve oyuncu Carmen Electra, internette yayılan lezbiyen seks görüntüleri ile olay yarattı.


Daha önce Türkiye'ye gelerek Beyaz Show'da Türk hayranlarıyla buluşan seks kraliçesi Carmen Electra, bu kez de internette çılgınca yayılan bir seks kasediyle gündemde.


Electra, gvideoda esmer bir kadınla görülüyor. Görüntülerde Elactra'nın bu videoyu kendisinin çektiği anlaşılıyor. Ancak videoyu kimin internette yaydığı ise henüz meçhul.

10 Mayıs 2009 Pazar

Julia Roberts şok etti

3 Çocuk annesi Julia Roberts'ın bikinili halini gören hayranları, hayal kırıklığına uğradı.

90'lı yılların en popüler ünlülşerinden 'Pretty Woman' fikmiyle özdeşleşen güzel oyuncu Julia Roberts, 40'lı yaşlarını sürüyor. Hala başarılı oyunculuk kariyerine devam eden Oscarlı oyuncu, sinemacı eşi Daniel Moder ve üç çocuğu ile birlikte Hawaii'de tatil yapıyor.

Puanlı bikinisi ile sahilden denizde oynayan çocuklarına gözcülük yapan Roberts'ın çocuklarının isimlerini (Hazel, Phinnaeus ve Henry) beline yazdırdığı gözlerden kaçmadı. Tabi bu sırada bikininin ele verdiği kiloları ve vücut deformasyonları ise hayranlarını oldukça şaşırttı. Ancak herşeye rağmen, yeteneği ve kendine güveniyle o, hala 'özel bir kadın' olmaya devam ediyor.


Oyuncu olmak ister misiniz?

Mesleğin sırlarını ustalarından öğrenmek artık çok kolay.

Usta oyuncu, yapımcı ve yönetmenlerle bir araya gelip, onların bilgi ve deneyimlerinden faydalanmak ve oyunculuğa dair fikirlerinize yön verebilmek ister misiniz? İşte size şans.

Hafta sonları saat 14:00-17:00 arası seminer düzenleyecek olan usta oyuncular, yönetmenler ve yapımcılar sizleri bekliyor. Mesleğine gönül vermiş ünlü isimlerin deneyimlerinden yararlanacak ve onlarla görüşlerinizi paylaşacaksınız.

Seminer Eğitmenleri

16 Mayıs 2009 Cumartesi-Metin Akpınar

17 mayıs 2009 Pazar- Kudret Sabancı

23 Mayıs 2009 Cumartesi -Haldun Dormen

24 Mayıs 2009 Pazar -Yıldız Kenter

30 Mayıs 2009 Cumartesi -Faruk Aksoy

31 Mayıs 2009 Pazar Sürpriz Konuk

6 Haziran 2009 Cumartesi -Fatih Aksoy

7 Haziran 2009 Pazar -Hülya Avşar

Seminer Yeri DEMA Yapım, 5. Gazeteciler Sitesi Akasya Sokak No: A4/4 Mayadrom / Etiler

Kelebek” Filmi Tartışma Yarattı

Kelebek, basındaki bazı köşe yazarları arasında tartışma yarattı.


Yönetmenliğini Cihan Taşkın’ın yaptığı ve Deniz Bolışık, Caner Cindoruk, Münir Can Cindoruk, Volga Sorgu Tekinoğlu ve Ghassan Massoud’un yer aldığı Kelebek, basındaki bazı köşe yazarları arasında tartışma yarattı. Açıklama yapan filmin yapımcısı Mahmut Bengi, bazı köşe yazarlarının filmi bir kez daha izlemeleri gerektiğini belirterek, filmde Amerikan propagandası yapıldığının söylenmesini hayretle karşıladıklarını belirtti.

Bir olaydan yola çıkarak insanın kendini sorgulaması konusunu işleyen Kelebek filmi 2 milyon dolar harcanarak Afganistan, Urfa, İstanbul ve Amerika da çekilmişti. Filmi, 3 günde 9.000 kişi izledi.

Avrupa Yakası Bitiyor...

Gülse Birsel, Avrupa Yakası'nın biteceğini açıkladı!..

Avrupa Yakası yedi bölüm sonra bitiyor…

6 yıldır kahkaha tufanı estiren ve Türkiye'nin en çok izlenen dizileri arasına giren Avrupa Yakası'nın senaristi Gülse Birsel köşesinde Avrupa Yakası'nı sezon sonunda bitireceğini yazdı. Gülse Birsel, 6 yıldır herkesin severek izlediği dizinin bitişini, “Burhan, Şahika, Dursun'dan ziyade, etten kemikten, gerçek insanlarla görüşebilmek, sinemaya gidebilenleri, gazete okuyabilenleri kıskanmamak ve en önemlisi aynı iştah ve heyecanla başka şeyler, başka diziler, kitaplar, sinema filmleri yazmaya devam edebilmek, başka karakterler oynayabilmek için, bu altı yıllık maratona son (ya da ara diyelim) vermek istiyorum” cümleleriyle özetledi…

7 Nisan 2009 Salı

Boston’daki Türk Film Festivali başladı

ABD’nin Boston kentinde düzenlenen Türk Film ve Müzik Festivali, yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Üç Maymun’ adlı filmiyle başladı.

Sekizincisi düzenlenen Boston Türk Film ve Müzik Festivali’nde, bu yıl 20’den fazla etkinlik yapılacak ve festival 9 Mayıs’a kadar sürecek.

Festival komitesinden yapılan açıklamada, bu yıl gösterilecek filmlerin eleştirmenler tarafından çok beğenildiği bildirildi. Açıklamada, Boston Phoenix gazetesinin, festivali ‘Harika Türk Filmleri’ başlığıyla duyurduğu, önemli film eleştirmenlerinden Peter Keough’un da Boston Phoenix gazetesinde festivale tam sayfa yer verdiği kaydedildi.

Boston Globe gazetesinin film eleştirmeni Wesley Morris de festival programından dolayı festival yönetimini kutladı. Bu arada ‘Boston Türk Film Festivali Türk Sinemasında Mükemmellik Ödülü’, Türk sinemasına katkılarından dolayı bu yıl yönetmen Nuri Bilge Ceylan’a verildi. ‘Üç Maymun’ adlı filmin gösterimi öncesinde yapılan törende ödülü Nuri Bilge Ceylan adına oyuncu ve senaryo yazarı Dr. Ercan Kesal aldı. Film, çoğunluğunu yabancıların oluşturduğu 400’den fazla izleyici tarafından çok beğenildi. Gösterimin ardından Ercan Kesal ve seyirciler arasında film üzerine bir de söyleşi yapıldı.

Çağdaş Türk sinemasının seçkin örnekleri

Bu yılki festivalde, yönetmen Derviş Zaim’in ‘Nokta’, Reha Erdem’in ‘Hayat Var’, Reis Çelik’in ‘Mülteci’, Selim Evci’nin ‘İki Çizgi’, Mehmet Eryılmaz’ın ‘Hazan Mevsimi-Bir Panayır Hikâyesi’ ve Jacques Deschamps’in ‘Dinle Neyden’ filmlerinin Kuzey Amerika’daki ilk gösterimleri yapılacak. Yönetmen Özcan Alper’in ‘Sonbahar’ adlı filmin ABD’deki ilk gösterimi de yine festival kapsamında olacak.

Festivalde ayrıca Hüseyin Karabey’in ‘ Gitmek’, Seyfi Teoman’ın ‘Tatil Kitabı’, Ümit Ünal’ın ‘Ara’ ve Çağan Irmak’ın ‘Ulak’ filmleri de gösterilecek. Geçen yıl kasım ayında 13. Boston Türk Festivali çerçevesinde yapılan belgesel ve kısa film yarışmasında ödül alan ‘Dışarısı Nasıl’, ‘Ayak Altında’ ve ‘Kayıp Zaman Düşleri’ adlı filmler de festivalde yine gösterilecek.

Festivalin kurucusu ve direktörü Erkut Gömülü, yaptığı açıklamada, 2001 yılında başlayan ve her yıl biraz daha büyüyen festivalle çağdaş Türk sinemasının seçkin örneklerini ve yönetmenlerini ABD’li sinemaseverlere tanıtmaktan büyük gurur duyduklarını söyledi.

Geçmiş yıllarda Boston’da sınırlı sayıda Türk filmi izlenirken, festivallerle birlikte bu sayının son yıllarda 60’a yaklaştığını, seyircilerin de yüzde 70’e yakın kısmının Amerikalılardan oluştuğunu belirten Gömülü, festivalin sürekli bir seyirci kitlesi oluşturabilmesinin kayda değer bir gelişme olduğunu ve bu yakalanan ivmenin gelecek yıllarda da sürmesini beklediklerini bildirdi.

'Elm Sokağı Kâbusu' yeniden beyazperdede


Sinema dünyasının dehşet saçan karakteri Freddy Krueger, Elm Sokağı'na geri dönüyor. İzleyiciyle 25 yıl önce tanışan ve 9 filmle süren "Elm Sokağı Kâbusu-A Nightmare on Elm Street", yeniden beyazperdeye gelecek.

Sinema sektörü yayın organı Variety'nin haberine göre, korku serisinde Freddy'yi canlandıran ve bu karakterle özdeşleşen Robert Englund'un koltuğuna, "Watchmen" adlı filmle tanınan 48 yaşındaki aktör Jackie Earle Haley oturdu.

New Line ve Platinum Dunes şirketlerinin projesinde filmin prodüktörlüğünü Michael Bay, Brad Filler ve Andrew Form üstlenecek. Samuel Bayer'ın kamera arkasına geçeceği filmin senaryosunu Wesley Strick kaleme alacak.

Filmin çekimlerine gelecek ay Chicago'da başlanacak.

Platinum Dunes, "13. Cuma-Friday the 13th" adlı korku serisini de yeni versiyonuyla beyazperdeye getirmişti. Film, sinemalarda 65 milyon doların üzerinde gişe hasılatına imza atmıştı.

Kırmızı çizgili kazaklı kâbus

Korku ustası Wes Craven'ın senaryosunu yazıp yönettiği gerilim filmi "Elm Sokağı Kâbusu", izleyiciyle 1984 yılında tanıştı.

Film için stüdyo tarafından 1.8 milyon dolar harcanırken, New Line Cinema tarafından yapılan film, korku türünde çığır açtı. 1980'li yılların en iyi korku filmi olarak kabul edilen ve sonraki yıllarda da "en iyi gerilim filmleri" listelerinde her zaman ilk sıralarda yer alan "Elm Sokağı Kâbusu", devam filmleriyle de izleyiciyle buluştu.

Konusu Elm Sokağı'nda geçen ilk filmde, boşanmış bir aileye, dedikoducu arkadaşlara ve sürekli rahatsızlık veren bir erkek arkadaşa sahip olan NancyThompson'ın başından geçenler işlenmişti.

Kirli kahverengi şapkası, kırmızı-yeşil çizgili kazağı, parmakları bıçaklarla dolu eldiveni ve yanık yüzüyle gençlerin rüyalarına giren ve uyanamadıkları takdirde onları öldüren Freddy, yıllar önce mahalle sakinleri tarafından yakılarak öldürüldüğü için o çevredeki gençlere musallat olan bir varlıktı.

1984 yapımı orijinal filmde, Robert Englund'un yanı sıra, John Saxon, Ronee Blakley, Heather Langenkamp, Amanda Wyss ve Jsu Garcia rol almıştı. Filmde, ünlü aktör Johnny Depp de "Glent Lantz" rolünde filmin kadrosundaydı.

Bu yapımı 9 film ile 2 televizyon filmi izlemiş ve "Elm Sokağı Kâbusu", New Line şirketinin "Yüzüklerin Efendisi" filminden sonra en karlı yapımı olarak sinema tarihine geçmişti.
(AA)



2 Nisan 2009 Perşembe

Schwarzenegger yeniden beyaz perdede

ABD'nin California Eyaleti Valisi Arnold Schwarzenegger, Sylvester Stallone'nin filminde oynayacak. ''The Expendables'' adlı filmde Schwarzenegger'in rol alacağı belirtildi.

Stallone'nin sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, önümüzdeki yıl sonunda vizyona girmesi planlanan ''The Expendables'' adlı filmde Schwarzenegger'in rol alacağı belirtildi.

Çekimlerine 28 Martta Brezilya'da başlanacak filmin yıl sonunda Los Angeles'taki çekimlerde Schwarzenegger, ''California Valisi'' olarak yer alacak.

Schwarzenegger, siyasete atıldığı 2003 yılından bu yana sadece 3 arkadaşı için kamera karşısına geçtiğini söyledi.

Stallone'nin yazdığı, yönettiği ve rol aldığı film, bir grup askerin Güney Amerika'da bir diktatörü devirmeye çalışmasını konu alıyor. Filmde Jet Li, Mickey Rourke ve Forest Whitaker gibi isimler de yer alıyor.


Karate Kid Yeniden çekiliyor...

Karate Kid yeniden çekiliyor. Filmin yapımcısı olan Will Smith başrolde oğlu Jaden Smith'i oynatacak.

1984 tarihli The Karate Kid'i seksenli yıllarda çocuk olanlar iyi bilirler. Yeni mahalleye taşınan bir çocuğun kendini korumak için bir japon ustadan karate öğrenmesini anlatan film gençler arasında çok popülerdi. Seksenli yılları sonuna kadar sömürmeyi kafasına koyan Hollywood bu filmi de yeniden çekiyor. Filmin yapımcılığını Will Smith, başrolünü ise haliyle Smith'in oğlu Jaden Smith üstleniyor.

Projenin başlangıç aşamasında beklenen yeterli ilgiyi görmediği açıklandı. Bunun üzerine yapımcılar küçük bir formül bulmuşlar. Karate Kid adını Kung Fu Kid olarak değiştirmişler. Bir remake'i farklı bir isimle sunmak yeni bir yöntem değil; fakat Will Smith'in bu şekilde önyargıları kırmayı amaçladığı söyleniyor. Şüphesiz Kung Fu'nun bu aralar Karate'den daha popüler olmasının da payı var.

Beyazperdenin yeni Bay Miyagi'si Jackie Chan'in performansı da merakla bekleniyor



İşte bizim Altın Kızlar


Türk sinema ve tiyatrosunun ünlü isimleri yıllarca ülkemizde de beğeniyle izlenen Altın Kızlar’ın yerli versiyonunda bir araya geldi.


EFSANE dizinin Türk iş uyarlaması Altın Kızlar’ın çekimleri başladı. Dizi atv’de yayınlanacak. Sezonun en iddialı projesi için Türkiye’nin efsane isimleri bir araya geldi. Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Nevra Serezli, yıllarca dünya televizyonlarında rating rekorları kıran Golden Girls / Altın Kızlar’ın kahramanlarını canlandıracak.

ÇAPKIN BLANCHE, SAF ROSE!

Yapımcılığını Armağan Çağlayan’ın üstlendiği ve Levent Demirkale’nin yönettiği dizinin senaryosu Feride Çiçekoğlu, Şebnem İşigüzel Çıtak ve Cenk Sönmezsoy’a ait. Dul kadınların komikliklerinin konu edildiği dizide dürüst Dorothy’iyi Hülya Koçyiğit, hazırcevap ve huysuz anne Sophia’yı Fatma Girik canlandırıyor. Saf ama sevgi dolu Rose’u Türkan Şoray’ın oynadığı dizide çapkın Blanche rolünü Nevra Serezli üstlendi.


Kenan İmirzalioğlu en büyük Türk gangsterini oynayacak

Kenan İmirzalıoğlu temmuzda çekilecek 'Beyaz Güvercin'de sünnetli doğan Hacı'yı oynayacak. Anlaşma yaptığı İkinci filmde ise 60'lı yılların ünlü soyguncusu Necdet Elmas'ı oynayacak. 2010'da çekilecek filmin adı Gangster!..

İki yıl önce Şener Şen'le başrol oynadığı 'Kabadayı' filminden sonra askerlik yapan Kenan İmirzalıoğlu setlere geri dönüyor. İmirzalıoğlu 'Beyaz Güvercin' ve 'Gangster' adlı iki filmde oynamak üzere yapımcı İbrahim Mertoğlu ile bir anlaşma imzaladı. İmirzalıoğlu önce çekimlerine 1 Temmuz'da başlanacak olan 'Beyaz Güvercin' adlı filmde; sünnetli doğan Hacı lakaplı bir genci canlandıracak. Mustafa Şevki Doğan'ın yönetmen koltuğunda oturacağı, Barbaros Canlı'nın uygulayıcı yapımcı olarak imza atacağı film kasımda vizyona girecek.

ÇEKİMLER İSTANBUL'DA
İmirzalıoğlu daha sonra da 'Gangster' isimli filmde 60'lı yılların ünlü soyguncusu Necdet Elmas'ı oynayacak. Çekimleri 2010'da İstanbul'da gerçekleştirilecek filmi yine Mustafa Şevki Doğan yönetecek. İmirzalıoğlu filmde; Necdet Elmas gibi bıyık bırakarak siyah gözlükler takacak.

ELMAS 12 GÜN KAÇTI
'Gansgter' filmine konu olan Necdet Elmas'ın adı, Buğday Bankası ve İş Bankası'nı şubelerini soyduktan sonra Chevrolet tutkusu nedeniyle araba soygununa da karışmıştı. Elmas'ı tam 700 kişi helikopter ve uçakla takip ederek 12 günün sonunda yakalamayı başarmıştı. Günlerce manşet olan ve bir kahramana dönüşen Elmas, kaldığı hapishaneden firar etmeye kalktı, başarılı olamayınca zindana atıldı. (Günaydın)


14 Mart 2009 Cumartesi

Oyuncular bu senaryoya çok inandılar

Mahsun Kırmızıgül, 'Güneşi Gördüm'de anlatılan hikayeye tüm oyuncuların inandıklarını ve yaşadıklarını söyledi.

NTV'deki Gece Gündüz programına, konuşan Mahsun Kırmızıgül, bu ülkenin anlatılacak çok hikayesi olduğunun altını çizdi.

Filmin gala gecesi, Beyaz Melek'in galasından çok daha heyecanlı olduğunu söyleyen Mahsun Kırmızıgül, "Ben oyuncuların bol olduğu senaryoları seviyorum. Karakterleri, mekanları bol olan filmleri seviyorum. Yıllarca benim Türkiye'de sevdiğim sinemada budur" diye konuştu.

Kendisine örnek aldığı ve beğendiği usta yönetmenleri Yılmaz Güney, Şerif Gören, Yavuz Turgul, Zeki Ökten, Ertem Eğilmez'in de aynı bakış açısında olduklarını ifade eden Mahsun Kırmızıgül, "Ben Beyaz Melek'te de bu filmde de o yolu seçtim. Çünkü bu ülkenin anlatılacak çok hikayesi var. Bütün oyuncularımız hakikaten bu senaryoya çok inandılar ve bu hikayeyi çok yaşadılar. Beraber yola çıkmanın mutluluğunu yaşattılar bana öncelikle. Herkes filmin iyi olabilmesi adına elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı" açıklamasını yaptı.

Filmde çok büyük bir emeğin olduğunu ifade eden Mahsun Kırmızıgül, "Film bu güne kadar hepimizindi. Hepimiz bir şeyi yaratmanın mutluluğunu yaşadık ama 12 Mart günü bu film artık bizden çıkmış olacak" dedi.

Okuduğum en komik senaryoydu



Uzun süredir bir komedide çalışmak istediğini ve sonunda Tuba Ünsal, TRT'nin yeni dizisinde bu dileğine kavuştu.

Tuba Ünsal ve Vural Çelik, TRT için çekilecek olan 'Canını Sevdiğimin İstanbul'u dizisinde birlikte rol alacaklar.

Saba Tümer'in HaberTurk'teki programına konuk olan ikili, dizinin içeriği hakkında bilgi verdiler.

Amerikan versiyonundan uyarlanan komedi dizisi olan 'Canını Sevdiğimin İstanbul'unda 'Ziyan Zebil' isimli bir ajanı oynayacağını anlatan Vural Çelik, "Amerikan ve Türk polisi tarzında farklılıklar sözkonusu. Bizimki daha geleneğine göreneğine uygun, sakarlıkları olan, çok masum, temiz ama işine dört kolla sarılmış şirin bir kişi Ziyan Zebil. Amerika'da yapılmış olan ve çok büyük kitlelerce izlenen dizinin mizah yüklü olanı" dedi.

Dizide bir ajanı oynayan Tuba Ünsal ise çok komik bir senaryo olduğunu belirterek "Senaryoyu okuduğumda Los Angeles'taydım. Bir anda CSI falan, nasıl dedim, süper. Benim karakterim Amerikadan gelmiş ve ben orada okudum. Çok etkilendim. Fakat bir türlü giremedik prodüksiyona. TRT'nin onaylaması, kriz falan ancak bu süreyi buldu" diye konuştu.

Tüm kadronun bu işi yapmayı başından beri çok istediğini ifade eden Tuba Ünsal, kendisinin de böyle bir iş için çok beklediğini belirtti ve "Uzun zamandır okuduğum en komik senaryoydu. Ben hep komedi oynamak istiyordum. Bir Allah'ın kulu da bana bu imkanı vermiyordu" şeklinde konuştu.

Dizinin çekimlerine başlandı ancak henüz yayınlanacağı gün ve saat belli değil. Ancak dizi, diğer diziler gibi 90 dakika değil 50 dakika olacak.

10 Mart 2009 Salı

Şahan, Cem'i yalanladı

Şahan Gökbakar, 'Ben görüşlerimi kameraya söylemem. Geçmişte yaptığım gibi gerekirse Şahan'ı arayıp kendisine söylerim' diyen Cem Yılmaz'ı yalanladı

Kanal D'de Ömür Gedik'in sunduğu 'Cinemania' programının konuğu olan Şahan Gökbakar, "Seni aradı mı hiç, beğenip beğenmediğini söyledi mi?" sorusuna "Yok söylemedi. Zaten kameralara konuştu o. 'Ben görüşlerimi Şahan'a söylerim' demiş ama genelde kameralara söylemeyi tercih etti, Recep İvedik 1'den itibaren. Şu ana kadar beni arayıp bir kere bile ne tebrik etmişliği var ne konuşmuşluğu var. Hadi geçtim tebriği, fikirlerini söylemişliği bile yok" açıklamasını yaptı.

Saygı Çerçevesini Aşmayalım
Daha sonra sözlerine "Olmasın da zaten. Çok da önemli değil insanların film hakkında ne düşündüğü" diyen Şahan Gökbakar,"Yeter ki düşüncelerimiz ne olursa olsun, birbirimize karşı belirli sınırları, seviyeleri, saygı çerçevesini aşmadan, birbirimizin yaptığı işleri hiç bir zaman yermeden kötülemeden güzel bir hayat geçirelim" açıklamasını yaptı.

Onlarla Tanışmaktan Mutluyum
Zaman zaman yapılan açıklamalar nedeniyle Beyazıt Öztürk, Okan Bayülgen, Cem Yılmaz ile de gerginlik yaşanan durumlara da gönderme yapan Şahan Gökbakar "Benim Cem Yılmaz'la da, Beyaz'la da Okan'la da hiç bir derdim yok. Hepsiyle de meslektaş olmaktan mutluyum. Hepsiyle hayatımda tanışmış olmaktan mutluyum, memnunum. Yani arkadaşlarım diye geçiyorsa tırnak içinde, arkadaşlarım olmalarından mutluyum. Birbirimizin yaptığı işlere gülmeyi başarabilelim artık" dedi.

AROG'da Çok Güldüm
Cem Yılmaz'ın AROG filmini izlediğini ve çok güldüğünü ifade eden Gökbakar, kimsenin gülmediği bazı bölümlerde de 'yarıla yarıla güldüm' tabirini kullanarak "Bunları söyleyebilelim artık, bundan gocunmayalım. Ben de söylüyorum açık açık. Fikirlerimizi birbirimize net bir şekilde söyleyelim ama bunun içine ufak hesaplar, ufak oyunlar koymayalım. Net olalım, dürüst olalım" dedi.

Kıskançlık ve Haset Arasında İnce Bir Çizgi Var
Ata Demirer'in "Hiç Şahan Bey'i kıskandınız mı?" sorusuna diyor. O da 'Başarı kıskanılır tabi ki' dediğini hatırlatan Şahan Gökbakar, meslektaşlarına bir mesaj iletmeyi de ihmal etmedi:

"Bu güzel bir şey. Çok samimi ve doğal. Ama bunu söyleyebiliyor olması bile kıskançlık ile haset arasındaki farkı anlatıyor. Arada çok ince ve büyük bir fark vardır. Bunu söyleyebiliyor olması Ata'nın gönlünün ne kadar ferah ve büyük olduğunu gösterdi bana."

7 Mart 2009 Cumartesi

Sarışın ajan Angelina Jolie!

Columbia Pictures'ın yeni filminde Angelina Jolie bir CIA ajanı olarak karşımıza çıkacak.

Usa Today'de yer alan habere göre, Columbia Pictures’ın yeni filminde casus-ajan "Salt" karakteri olarak Angelina Jolie karşımızda olacak.

Filmin orjinal senaryosu aslında bir erkek karakter olan "Edwin A. Salt" için yazılmıştı ve başrolde Tom Cruise oynayacaktı ancak Cruise ile anlaşılamaması sonucu Angelina Jolie ile masaya oturuldu ve senaryo yeniden yazıldı.

Film "Kemik Koleksiyoncusu" ve "Clear and Present Danger" dan da hatırlayacağımız yönetmen Philip Noyce tarafından yönetilecek. Orijinal senaryosu Kurt Wimmer tarafından yazılan filmin değiştirilen senaryosunu yazan isim ise "Mystic River" ve "Man on Fire" dan tanıdığımız Brian Helgeland oldu.

Angelina Jolie filmde, şerefi, ülkesi ve verilen görevleri yerine getirmek üzerine yemin etmiş bir CIA ajanı olan Evelyn Salt’ı oynayacak. Filmde bir Rus casus ajanı olarak suçlanan Evelyn geçmişi hakkında herşeyi temizlemek ve kocasını korumak için harekete geçer. Liev Schreiber ise filmde Evelyn’in patronu, arkadaşı ve CIA’in Rus masası çalışanı “Winter” olarak karşımıza çıkıyor.

Columbia Pictures tarafından film setinde çekilen bu fotoğraflarda Evelyn Salt’un 2 farklı halini görüyoruz. Birisinde sarışın diğerinde ise kumral. Hangisinin daha güzel olduğuna karar veremedik ama ikisinde de mükemmel göründüğü kesin.

Yönetmen Phillip Noyce ise Angelina Jolie ile çalışmaktan çok mutlu olduğunu söyledi ve şunları ekledi: "Salt izleyicinin de beklediği gibi gergin ve heyecanlı bir karakter olacak ancak aynı zamanda çok güçlü ve de çok yönlü bir karakter olacak. Bana göre Angelina bu karaktere hayat verebilecek tek kişiydi."

İstanbul Film Festivali geliyor!

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali için geri sayım başladı.

28. Uluslararası İstanbul Film Festivali 4-19 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek. Ünlü oyuncu Sean Penn'e 2009 "En İyi Erkek Oyuncu" Oscar'ını kazandıran "Milk" festivalde gösterilecek filmler arasında. Festival programı, gösterim bilgileri ve bilet satış bilgileri 10 Mart Salı günü yapılacak basın toplantısının ardından açıklanacak. Biletler 21 Mart tarihinden itibaren satışta!

Festival, 15-16 Nisan 2009 tarihlerinde "Köprüde Buluşmalar Seminerleri" dahilindeki proje geliştirme atölyesinin ikincisini düzenliyor. Daha önce 9 Mart'ta sona ereceğini duyurulan başvuralar, 16 Mart tarihine kadar uzatıldı!

Ulusal Yarışma Jürisinin bu yılki başkanı ise ünlü sanatçı Kutluğ Ataman. Los Angeles California Üniversitesi'nde sinema eğitimi alan Kutluğ Ataman, sinemacı ve sanatçı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Eserleriyle İstanbul Bienali'ne de katılan Ataman, güncel sanat alanındaki çalışmalarının yanı sıra "Karanlık Sular", "Lola & Bilidikid" ve "İki Genç Kız" adlı uzun metrajlı filmleriyle de uluslararası birçok festivalden ödüller kazandı.
İstanbul Film Festivali'nde Ulusal Yarışma Jürisinin seçeceği En İyi Film ve En İyi Yönetmen'e, Kültür ve Turizm Bakanlığı ödül olarak 50.000'er TL verecek. Yine Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın vereceği En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleri ise 10.000'er TL. Festival yönetmeliğinde yapılan değişiklikler uyarınca Ulusal Yarışma jürisi bu yıl ilk kez En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni ve En İyi Müzik dallarında da ödül verecek. Yarışmada Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Derneği üyelerinden oluşan jürinin Onat Kutlar anısına vereceği FIPRESCI Ödülü de yer alıyor. FIPRESCI ödlünü kazanan filmin yönetmenine Efes Pilsen bir sonraki filminde kullanılmak üzere 30.000 USD değerinde para ödülü veriyor.

Ayrıca Nokia Nseries Kısa Film Yarışması finalistleri de belirlendi. Ön eleme sonrası belirlenen ilk 50 film arasından Ön Seçici Kurul tarafından altı finalist seçildi.

Jennifer Aniston aksiyon istiyor!

Elle dergisinin Nisan sayısına kapak olan ve röportaj veren Aniston kendisine verilen rollerden artık mutsuz olduğunu belirtti.

İngiliz Elle dergisinin Nisan sayısına kapak olan Jennifer Aniston, son filmi "Marley & Me" den sonra yer almak istediği projelerden ve eski kocası Brad Pitt'den bahsetti. Filmlerde aldığı roller üzerine konuşan Aniston, kendisine sürekli komik ve tatlı roller önerildiğini ancak artık biraz aksiyon istediğini, James Bond gibi gerçek bir aksiyon filminde rol almak istediğini dile getirdi. Belki de Jennifer Aniston'ı birdahaki James Bond filminde Daniel Craig ile yanyana görürüz. Bizi bu düşünce bile heyecanlandırmaya yetti. Sizce de Aniston mükemmel bir Bond kızı olmaz mı? Şu sıralar yeni sevgilisinden hamile olduğu söylentileri basında dolaşan Aniston; eski kocası Brad Pitt'le ilgili soruları yanıtladı. Ayrılmalarının artık gündeme gelmesini istemediğini, hiç kimseye bir borcu olmadığını ve ortada kötü adam veya iyi adam diye bir tabir olmaması gerektiğini, hiç kimsenin suçlu olmadığını dile getirdi.

Yeşilçam Ödülleri Sahiplerini Buldu

04 Mart Salı akşamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen görkemli bir törenle sahiplerini bulan "Yeşilçam Ödülleri" gecesinin yıldızı, “en iyi film” ve “en iyi yönetmen” dahil olmak üzere 6 dalda ödül kazanan “Üç Maymun” oldu.

2008’in en çok ses getiren filmlerinden “Sonbahar”ın “Turkcell İlk Film Ödülü”ne layık görüldüğü gecede, filmdeki rolüyle A. Onur Saylak “en iyi erkek oyuncu” ödülünü aldı.

İşte 2009 Yeşilçam Ödülleri’nin Sahipleri

En İyi Film: Üç Maymun

Turkcell İlk Film: Sonbahar

En İyi Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan (Üç Maymun)

En İyi Senaryo: Ebru Ceylan, Nuri Bilge Ceylan, Ercan Kesal (Üç Maymun)

En İyi Kadın Oyuncu: Hatice Aslan (Üç Maymun)

En İyi Erkek Oyuncu: A. Onur Saylak (Sonbahar)

En İyi Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki (Üç Maymun)

En İyi Müzik: Issız Adam

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Yıldız Kültür (Issız Adam)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Altan Erkekli (O… Çocukları)

Digitürk Genç Yetenek: Ahmet Rıfat Şungar (Üç Maymun)


Artık güldürmek istiyorum

Hollywood'un Oscarlı güzellerinden Charlize Theron bir sonraki projesinin bir komedi filmi olmasını istediğini belirtti.

Hollywood'un Oscarlı güzellerinden Charlize Theron, bir sonraki projesinin bir komedi filmi olmasını istediğini belirtti.

Yıllardır macera, bilimkurgu ve drama türü filmlerde oynadığını belirten Theron, "Artık insanları güldürmek istiyorum. Ayrıca yeni filmimde dans edip, şarkı da söyleyebilirim. Yıllardır bir müzikalde oynama hayalim de var" şeklinde konuştu.

Çizgi romandan beyazperdeye uyarlanan filmler

Çizgi romandan beyazperdeye uyarlanan filmler kervanına 'Watchmen' de katıldı.

Alan Moore ve Dave Gibbons tarafından çizilen ve Time dergisinin "En İyi 100 İngilizce Roman" listesinde yer alan Watchmen, 1986-87 yılları arasında basılan 12 sayıdan oluşuyor.

1985 yılında, ABD ve eski SSCB’nin nükleer savaşın eşiğinde olduğu sıralarda New York’ta geçen öyküde, süper kahramanlar kostüm ve maskeleriyle günlük yaşamın bir parçası olarak halkın arasında yaşıyorlar. Kendilerine
atfedilen "süper kahraman" tanımının tersine, ironik olarak süper güçleri olmayan bu kahramanlar, yasalara bağlı olmadan kendi çabalarıyla adaleti sağlamaya çalışıyorlar.

Çizgi romandan beyazperdeye aktarılan filmlerden kimileri ve dünya genelinde elde ettikleri gişe hasılatları şöyle:

16 Şubat 2009 Pazartesi

Gişe hasılatı en yüksek yıldız Will Smith

Forbes dergisinin Hollywood’un gişe hasılatı yüksek 10 yıldızının listesini çıkardı. Listenin başında ünlü aktör Will Smith var.

NEW YORK - Derginin internet sitesi Forbes.com’da yayımlanan listede, 10 üzerinden 10 puan alan Will Smith’in arkasından ikinciliği, 9.8 puanla Angelina Jolie, Brad Pitt, Johnny Depp ve Leonardo DiCaprio paylaştılar.

Eğlence sektöründen 150’den fazla kişinin katılımıyla yapılan araştırma sonucu oluşturulan listenin son 5’ini sırasıyla Tom Hanks, George Clooney, Denzel Washington, Matt Damon ve Jack Nicholson tamamladı.

Scarlett ve Eva Mendes aynı filmde!

Scarlett Johansson ile Eva Mendes in oynadığı The Spirit, 20 Şubat da vizyona girecek!

Frank Miller’in yönettiği ve Jaime King, Gabriel Macht, Scarlett Johansson ile Eva Mendes’in oynadığı The Spirit, 20 Şubat 2009’da Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarılıyor.

Will Eisner’in The Spirit adlı çizgi romanından beyazperdeye uyarlanan ve Sin City, 300, Elektra’nın yazarı ve Sin City üçlemesinin yönetmeni Frank Miller’ın yönettiği filmde Spirit, maskeli ve etrafı güzel kadınlarla dolu bir varlıktır. Spirit, Central City’yi korumak için polis ile beraber, şehirdeki suçlular ve The Octopus ile mücadeleye girişir.

Hollywood'un en güzel göğüsleri!

ABD'de yayımlanan haftalık In Touch dergisi Hollywood un en güzel göğüslü kadınlarını seçti.

22 yaşındaki güzel oyuncu Scarlett Johansson FHM Dergisinin okurları arasında yaptığı ankete göre (100 Sexiest Women in the World) dünyanın en seksi kadın sıralamasında birinci sırada yer almıştı.

Derginin okuyucuları arasında yapılan ankette, Johansson, geçen yılın 1'incisi olan, dolgun göğüsleriyle ünlü şarkıcı ve film yıldızı Jessica Simpson'ı da geride bıraktı.

Ankette Scarlett Johansson'un ardından, Jessica Simpson 2'inci, Selma Hayek de 3'üncü oldu. İlk ona giren güzeller:

Altın Ayı ödülleri belli oldu!

59. Uluslararası Berlin Film Festivali'nin (Berlinale) en büyük ödülleri olan Altın Ayı ve Gümüş Ayı, sahiplerini buldu.

"Altın Ayı" ödülünü, Peru'lu yönetmen Claudia Llosa'nın "La Teta Asustada" (Acının sütü) filmi kazandı.

Filmde, Peru'da daha önceleri yaşanan terör olaylarının acılarını unutamayan bir genç kadının öyküsü anlatılıyor.

"Gümüş Ayı" ödülü ise, en iyi oyuncu dalında Sotigui Kouyate'ye verildi.

Afrika ülkesi Mali'de doğan Kouyate, 2005 yılında Londra'da düzenlenen terör eylemlerinin etkilerinin anlatıldığı ve yönetmenliğini Fransız yönetmen Raşid Bouchareb'in yaptığı "London River" adlı filmindeki oyunuyla bu ödüle layık görüldü.

Avusturyalı oyuncu Birgit Minichmayr da en iyi kadın oyuncu dalında "Gümüş Ayı" aldı. Minichmayr'a bu ödül, Alman yönetmen Maren Ade'nin "Alle Anderen" (Diğerleri) filmindeki başarılı rolü için verildi. "Alle Anderen" filmi, büyük jüri ödülünü de kazandı.

En iyi film dalında "Gümüş Ayı" ödülü Uruguaylı yönetmen Adrian Biniez'in "Gigante" adlı filmine verildi.

En iyi senaryo dalında "Gümüş Ayı" ödülüne de yönetmenliğini Oren Moverman'ın yaptığı Amerikan "The Messenger" adlı savaş filmi layık görüldü. Ödülü, filmin başrol oyuncusu Bob Foster aldı.

Olağanüstü sanatsal performans dalında da "Gümüş Ayı" ödülüne, İngiliz yönetmen Peter Strickland'ın "Katalin Varga" adlı filmindeki ses dizaynı için Gabor Erdelyi ve Tamas Szekely layık görüldü.

Ünlü pornocuya sürpriz partner!

Dünyaca ünlü porno yıldızı Şahin K.´nın yeni filminde hangi Türk oyuncu rol alacak? Sibel Kekilli!

Aldığı ödüllerle porno sektöründe merdivenleri hızla tırmanan Şahin K. yeni bir projeye hazırlanıyor. Şahin K., bir süre önce "Benim Cici Vibratörüm" adlı bir sinema filminde oynayacağını açıklamıştı ancak Şahin K., yapımcı firma ile anlaşamayınca filmde oynamayacağını söyledi.

Odatv.com mikrofonlarına konuşan Şahin K. ekonomik kriz nedeniyle porno endüstrisinin durumunu da anlattı.

İşte Şahin K.’nın açıklamaları:

"Şu anda bütün dünyada ekonomik kriz var. Zaten internet, porno piyasasını öldürdü. Şu anda birçok şirket battı. Her yıl Berlin’e ortalama 350 firma katılıyordu. Bu yıl ise katılım yarıdan daha aşağılara düştü. 150 civarında firma katıldı.

Şu anda bir Alman yapımcı şirket ile anlaşmak üzereyim. Mayıs ayında bu şirket ile başlamayı düşünüyoruz.

Film de Ekim ayında vizyonda olacak. "Taksici" isimli bir komedi filmi olacak. Filmde ben bir taksi şoförünü canlandırıyorum. Bir taksi şoförünün başından geçen komik olayları konu alan bir film olacak.

Büyük bir ihtimalle Sibel Kekilli ile beraber oynayacağız. Filmde erotizm olacak çünkü halk Şahin K. filmlerinden böyle bir şey bekliyor. Bu önümüzdeki bir hafta içinde belli olacak. Şirketle görüşme yapıp sözleşmelerimizi tamamlayacağız. Şirketle anlaştıktan sonra da Mayıs ayında filmimizi çekeceğiz."

'Duvara Karşı'ya Avrupa'dan ödül

Fatih Akın'ın filminden operaya uyarlanan ''Duvara Karşı'' oyunu, Türk ve Alman toplumları arasında karşılıklı hoşgörünün artmasına vesile olduğu için ''Avrupa Hoşgörü Ödülü''ne (European Tolerance Award) layık görüldü.

Berlin- Avrupa Kültür Forumu tarafından bu yıl 4. kez verilen ''Avrupa Hoşgörü Ödülü'' (European Tolerance Award), bu yıl Fatih Akın'ın ''Duvara Karşı'' filminden operaya uyarlanan oyuna verildi.

Ödül, ''Duvara Karşı'' operasının bestecisi Ludger Vollmer ile oyunun yaklaşık 3 aydan bu yana sahnelendiği Bremen Tiyatrosunun Genel Müdürü Hans-Joachim Frey'e takdim edildi.

Opera oyunu öncesinde tiyatro salonunda, Bremen Eyaleti Kültür Bakanlığı Müsteşarı Carmen Emigholz, Bremen Tiyatrosu Genel Müdürü Frey, besteci Vollmer ve Avrupa Kültür Forumu Başkanı Dieter Kopp'un hazır bulunduğu bir basın toplantısı düzenlendi.

Çok sayıda Alman basın mensubunun da katıldığı toplantıda konuşan Kopp, operanın Türk ve Alman ilişkilerine büyük ölçüde katkı sağladığını belirterek, ''Politikacılara bir anlam veremiyorum. Türkiye, büyük potansiyeliyle AB dışında bırakılamayacak önemli bir devlet'' şeklinde konuştu.

Frey, opera oyununa gösterilen büyük ilgiden dolayı çok memnun olduklarını ifade ederken, Müsteşar Emigholz da toplum içinde yaşayan insanların birlik ve beraberliğinin önemine vurgu yaptı.

Vollmer ise ortaya çıkan eserin Almanlarla Türkler arasında önemli gelişmelere vesile olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.


11 Şubat 2009 Çarşamba

Hiç Oscar alamadılar!

Başarılı kariyerlerine rağmen hayatları boyunca hiç en iyi oyuncu Oscar ına ulaşamadılar.

81. Oscar ödül töreni yaklaşırken, başarılı kariyerlerine rağmen bugüne kadar "en iyi erkek oyuncu" ya da "en iyi kadın oyuncu" dallarında Oscar ödülü alamayan oyuncuları sizler için derledik. Bu oyuncular arasında Kate Winslet, Marilyn Monroe, Johnny Depp, Leonardo Di Caprio gibi isimler var!


Berlin Film Festival inde sona doğru

Almanya nın başkenti Berlin de düzenlenen 59. Uluslararası Berlin Film Festivali Berlinale, 15 Şubat ta sona eriyor.

Dünyanın öndegelen sinema etkinliklerinden biri olan Uluslararası Berlin Film Festivali tüm heyecanı ile devam ediyor. 15 Şubat’a kadar sinema dünyasının kalbi Almanya’nın başkentinde atmaya devam edecek.

Festivalin "yarışma" bölümünde toplam 18 film "Altın Ayı" ve "Gümüş Ayı" ödülleri için yarışıyor.

Almanya'nın en büyük kültür etkinliği ve aynı zamanda Cannes Film Festivali’nden sonra dünya çapındaki en önemli ikinci sinema festivali sayılan Berlinale’yi, film branşından 16.000 uzmanla 4000 gazeteci ve eleştirme izliyor. İzliyor, ancak uluslararası medya, festivalde Türk sinemasının yeni ürünlerini izleme olanağı pek bulamıyor, çünkü programın sadece "Forum" bölümünde yönetmenliğini Reha Erdem'in yaptığı "Hayat Var" ve "Generation Kplus" bölümünde de yönetmenliğini Atalay Taşdiken'in yaptığı "Mommo" filmi gösterildi.

Berlinale'de Türk yönetmen Fatih Akın'ın da aralarında bulunduğu bir yönetmen grubunun hazırladığı "Deutschland 09" filmi de yarışma dışı gösterilecek.

Berlinale'nin yarışma bölümünde "Altın Ayı" ve "Gümüş Ayı" ödülü için yarışan filmler şunlar:

Alle Anderen (Maren Ade),
Sturm (Hans-Christian Schmid),
Rage (Sally Potter),
Cheri (Stephen Freas),
Katalin Varga (Peter Strickland) ,
My One And Only (Richard Loncraine),
The Messenger (Oren Moverman),
Happy Tears (Mitchell Lichtenstein),
Ricky (Francois Ozon),
In The Elektric Mist (Bertrand Tavernier),
London River (Rachid Bouchareb),
Mammoth (Lukas Moodysson),
Lille Soldat (Annette Olesen),
Tatarak (Andrej Wajda),
Gigante (Adrian Biniez),
Darbareye Elly (Asghar Farhadi),
Mei Lanfang (Chen Kaige),
La Teta Asustada (Claudia Llosa).

9 Şubat 2009 Pazartesi

Slumdog Millionaire 7 Bafta ödülü aldı

Bu sezonun bol ödüllü filmi “Slumdog Millionaire”, İngiltere BAFTA ödüllerinin de 7’sini alarak, en büyük Oscar adayı olduğunu gösterdi.

LONDRA - “Slumdog Millionaire”, en iyi film ödülünü alırken, filmin yönetmeni Danny Boyle da en iyi yönetmen ödülüne layık görüldü. Film ayrıca 5 kategoride daha birincilik ödüllerine değer bulundu.

BAFTA’da belli başlı ödülleri kazananlarların listesi şöyle:
En İyi Film: Slumdog Millionaire
En İyi Yönetmen: Danny Boyle (Slumdog Millionaire)
En İyi Kadın Oyuncu: Kate Winslet (The Reader)
En İyi Erkek Oyuncu: Mickey Rourke (Güreşçi)
En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Penelope Cruz (Barcelona)
En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Heath Ledger (Kara Şövalye)
En iyi Orijinal Senaryo: In Bruges

Tanımadığı aktörün servetine kondu

Üzerinde uzun bir tişört, altında kot pantolonu ve montuyla bu kız da kim? ABD'nin California eyaletinde öğrenci olan Cassie Unger, tüm dünyanın tanıdığı bir aktör sayesinde tam 5 milyon pound'a sahip oldu.
Pembe Panter film serisiyle beyazperdenin bir döneme damgasını vurmuş önemli komedyenlerinden Peter Sellers'ın mirası, ilk eşinden ve sevgilisinden olan çocukları ile ikinci eşinin kızı arasında paylaştırıldığı yıllar sonra ortaya çıktı.

25 yaşındaki Cassie, Sellers'ın 1980 yılında kalp krizinden ölmesinin ardından 4 yıl sonra dünyaya geldi.Yaklaşık 30 yıl önce Sellers'la evlenen İngiliz aktris Lynne Frederick'in kızı olan Cassie, bu hiç tanımadığı, görmediği adam sayesinde şimdi milyon pound'larıyla büyük bir servetin sahibi olurken, Sellers'ın kendi çocukları arasında dağıtılan miktar ise sadece ve sadece 800 pound olarak biliniyor.
Sellers'ın çocukları, durumun haksızlığının farkında olsalar da herhangi br hukuk mücadelesine girmediklerini ve kan bağı olmayan bir kızın bu kadar parayı almasının doğru olmadığını söylüyor.

Diğer çocuklara yapılan haksızlık

Aktörün kızlarından Victoria (Sellers'ın İsviçreli aktris sevgilisi Britt Ekland'dan), Sellers'ın çocuklarının hiçbirini gerçek anlamda sevmediğini ve babalarının vasiyetinin çok acımasız olduğunu söylüyor.Peter Sellers, ölmeden önce yazdığı vasiyetinde çocuklarının kendi ayakları üzerinde durmaları gerektiğini ifade edip milyon dolarlık servetinden çok az miktarda bırakacağını belirtmiş.
Bunun büyük bir aşağılama olduğunu anlatan Victoria, kardeşlerinden Michael'in (aktörün ilk karısı Anne Howe'den) 52 yaşında öldüğünü ve onun bu konuda kendisine göre daha çok üzüldüğünü söyledi.
Cassie'nin parayı iyi değerlendirmesi gerektiğini de söyleyen Victoria, "Bu kız babam öldüğünde bile daha doğmamıştı.Ama şimdi annesi sayesinde büyük bir servetin üstüne kondu" dedi.
40 yaşındaki kadın, babasını uyuşturucu ve alkol bağımlısı bir adam olduğunu da sözlerine ekledi.
Sellers'ın yine ilk karısı Anne Howe'den Susan isminde bir kızı daha var.








8 Şubat 2009 Pazar

Tenten’i Jamie Bell canlandıracak

Çizgi roman dünyasının kahramanlarından Tenten’in sinema filminde başrolü İngiliz aktör Jamie Bell oynayacak. Filmde Daniel Craig de rol alıyor.

LOS ANGELES - Variety dergisinin haberine göre, yönetmenliğini Steven Spielberg’in yapacağı filmde Tenten rolünü 22 yaşındaki Jamie Bell’in oynamasına karar verildi.

Haberde, Tenten maceralarındaki Kızıl Korsan’ı da filmde son James Bond filminde başrol oynayan Daniel Craig’in oynayacağı bildirildi.

Habere göre Spielberg ve Yüzüklerin Efendisi’nin Yeni Zelandalı yönetmeni Peter Jackson, Tenten serilerinin beyaz perdeye aktarılması için anlaşmaya vardılar. Bu serilerin, gerçek aktörlerin oynadığı animasyonlar biçiminde çekileceği belirtiliyor.

Serinin sinemaya aktarılacak ilk kitabı “Tekboynuz’un Sırrı”nın (Le secret de la Licorne) çekimlerinin dün başladığı kaydedildi. Haberde, ikinci filmin Jackson tarafından çekileceği ve serinin üçleme olacağı kaydedildi.

Spielberg, Tenten’i beyaz perdeye taşıyacağını 2 yıl önce açıklamıştı.

HERGE’İN 80 YILLIK KARAKTERİ
Belçikalı çizer Herge’nin yarattığı Tenten, ilk kez 10 Ocak 1929’da Belçika’da yayımlanan 20. Yüzyıl gazetesinin gençlik ekinde “Tenten Sovyetler’de” macerasıyla yayımlanmıştı. O günden beri Tenten’in maceraları 23 albüm halinde yayımlandı. Tenten, 50’den fazla dile çevrildi ve 200 milyon adet sattı.

Avrupa çizgi romanının babası sayılan Herge, gerçek adıyla Georges Remi, 22 Mayıs 1907’de Etterbeek’de doğdu ve 1983’te öldü.

Türk filmleri ve tatil sinemacıları sevindirdi

Vizyondaki Türk filmlerinin seyirciyi sinemaya çekmesi ve yarı yıl tatiline giren öğrencilerin bu filmlere akın etmesi sinemacıların yüzünü güldürdü.

İSTANBUL - Son dönemde vizyona giren Türk filmleri, sinemayla buluşmasını sağladığı seyirciye güzel ve kaliteli vakit geçirme olanağı sunuyor.

Son dönemde seyirciyle buluşan Türk filmleri arasında Erdal Murat Aktaş’ın yönettiği Mazhar Alanson ile Güven Kıraç’ın başrollerini paylaştığı “Kirpi”, Cem Yılmaz’ın Ali Taner Baltacı ile yönettiği “A.R.O.G”, yönetmenliğini Tomris Giritlioğlu’nun yaptığı ve 6-7 Eylül olaylarını anlatan “Güz Sancısı”, Çağan Irmak’ın yönettiği “Issız Adam” ile “Pandora’nın Kutusu”, “Ayakta Kal”, “Aşk Tutulması”, “Kadri’nin Götürdüğü Yere Git”, “Şeytanın Papucu”, “Vali”, “Süt”, “Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine”, “Osmanlı Cumhuriyeti”, “Sonbahar” ve “Destere” yer alıyor.

Öğrencilerin yarı yıl tatiline başlamaları sinemalardaki hareketliliği artırdı.

SİNEMACILARIN GÖRÜŞLERİ
AFM Sinemaları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Akdemir, Türkiye’de geçen yıl sinema izleyicisi sayısının 38,3 milyon olduğunu belirterek, yaklaşık 225 milyon dolar gişe hasılatı gerçekleştiğini söyledi.

Akdemir, 1995 yılında toplam seyircinin yüzde 1’inden daha az oranda pay alabilen Türk filmlerinin, 2003 yılı itibarıyla atağa geçtiğini ve 2003’te yüzde 21,4, 2004’te yüzde 37,2, 2005’te yüzde 41, 2006’da yüzde 51,8, 2007’de 37,2 ve 2008’de de yüzde 58,8’lik bir paya ulaştığını anlattı.

Bu oran ile Türkiye’nin, Avrupa’da yerli film izleme oranı ile bugüne dek hep ilk sırada yer alan Fransa’yı (2008’de yüzde 41) geçerek Avrupa’da yerli film izleme oranının en yüksek olduğu ülke konumuna geldiğini anlatan Akdemir, “2008’de Türkiye’de vizyona giren Türk filmi sayısının, toplam filmler içindeki payı sadece yüzde 18,9 olmasına rağmen Türk filmleri, izleyici sayısından yüzde 58,8 pay almıştır” dedi.

Yarı yıl tatilinin genellikle yılın en çok sinemaya gidilen zamanı olduğunu hatırlatan Akdemir, bir süre sonra vizyona girecek “Recep İvedik 2” ve “Güneşi Gördüm” gibi filmler sayesinde de yine rekor sayıda izleyicinin sinemaları ziyaret edeceğini düşündüklerini dile getirdi.

Çemberlitaş Şafak Movieplex Sinemaları Müdürü Selim Hergül de uzun süredir seyircinin Türk filmlerine rağbet ettiğini dile getirerek, iyi iş yapmak için vizyona girecek “Recep İvedik 2” ve “Güneşi Gördüm” filmlerini de beklediklerini söyledi.

Capitol Spectrum 14 Sinemaları Müdürü Orçun Tutaklı da özellikle Türk filmlerinin diğer filmlere göre daha fazla iş yaptığını ifade ederek, son dönemde salonların sürekli dolu olduğunu, bazı Türk filmlerinin biletlerinin ise yok sattığını kaydetti.

Tutaklı, öğrencilerin tatile girdikleri cuma gününden bu yana büyük bir yoğunluk yaşadıklarını belirterek, “Sömestir tatili süresince hafta içi her günü hafta sonu gibi yaşıyoruz. Hafta içi bilet satışlarımız tatil öncesine göre ikiye katladı. Salonlar sürekli dolu” dedi.

Yayıncılık krizden daha beter bir durumda

Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri Metin Celal, kitap sektörünün küresel krizden etkilendiğini belirterek, “Yayıncılık krizde değil, krizden daha beter bir durumda” dedi.

İSTANBUL - Metin Celal, yayıncılık sektörünün 2000’li yılların başından bu yana hemen her yıl küçüldüğünü söyledi. Yayıncıların yıllık ciro kaybının yüzde 30’ları bulduğunu ifade eden Celal, “Yayıncılık krizde değil, krizden daha beter bir durumda. 2001’de yayıncılık da tüm diğer sektörler gibi krize girdi. Ama diğer sektörlerde kriz geçip giderken, yayıncılıkta kalıcı oldu. Çünkü yayıncılığın kangrenleşmiş sorunlarını çözmek için herhangi bir çalışma yapılmamıştı” diye konuştu.

elal, yayıncıların sektördeki daralmayı aşmak için kendilerince çözümler bulmaya çalıştıklarını kaydederek, daha çok çeşit kitap üretmek, fiyat indirimleri, ödemelerde vadelerin uzatılması gibi günü kurtarmaya yönelik önlemlerin var olduğunu, bunların çoğunun da sektöre yeni sorunlar yaratmaktan başka bir işe yaramadığını ileri sürdü.

“Yayıncılığın kronikleşmiş, çözülmeden bırakılmış sorunları var. Bunlardan birincisi sektörleşememe” diyen Metin Celal, yayıncılığın, devletin sanayi politikaları açısından bir sektör olarak görülmediğini ve bu nedenle de KOBİ’lerin yararlandığı fuarlara katılım gibi olanaklardan, düşük faizli krediler gibi desteklerden yararlanamadığını savundu.


KORSAN YAYINLAR ZARAR VERİYOR
Celal, kitap okuma oranlarının düştüğünü, gençler ve çocukların kitaba olan ilgisi azaldığını ifade ederek, korsan yayınların da her yıl yazarların ve yayıncıların kazançlarının yüzde 40’ını çalmaya devam ettiğini vurguladı.

Gazete ve dergilerin promosyon olarak sürekli kitap dağıtmasının büyük bir haksız rekabet yarattığını iddia eden Celal, gazetelerin tiraj alması sağlanırken yayıncılık sektörüne büyük darbeler vurulduğunu öne sürdü.

Metin Celal, ekonomik krizin daha lafı edilmeye başlandığında vatandaşın satın almaktan ilk vazgeçtiklerinin “kitap ve CD” gibi kültürel ürünler olduğunu dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:

“Krizin gelmekte olduğunu kitapçılardaki durgunluktan anlamamıştık. Yayıncılar Mart 2008’den beri düşen satışlardan söz ediyorlar. Kriz söylentileri arttıkça, kitap satışlarındaki düşüş de fazlalaşıyor. Yayıncı ürettiği kitabın tümünü satsa maliyeti karşılayamayacak ama kitap fiyatlarını da artırması mümkün değil. Çünkü, mevcut kitap fiyatları bile pahalı bulunup okur korsan yayına yönelirken, bir de zam yapmak akıl dışı. Yayıncılar açıkça sermayeden yiyorlar ve bir süre sonra kitap basamaz hale gelecekler.”


KİTAP SATIŞLARI HIZLA DÜŞÜYOR
Ekonomik krizin ödeme sistemlerini de allak bullak ettiğini belirten Celal, satın aldığı kitapları öngördüğü sürede satamayan kitapçıların, ödemelerin vadesini uzatmaya çalıştıklarını bildirdi.

Celal, “hızla düşen kitap tirajlarının yarattığı açığı kapatmak amacıyla çözüm olarak bulunan daha çok çeşit kitap üretme politikasının” da kötü sonuçlar vermeye başladığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Üretilen birçok kitap, kitap evlerine ulaşamıyor, sergilenmiyor, satışa sunulmuyor. Kitap evlerine ulaşabilen kitapların da sergilenme süresi 2-3 gün. Bazıları paketi bile açılmadan iade ediliyor. Kitap evleri, büyük kampanyalarla sunulan çok satışlı kitaplara bel bağladı. Oysa, 10-15 bin sınırını aşıp çok satanlar listesinde yer alabilen kitap çeşidi yılda 40-50’yi geçmiyor.”


KRİZDE “KİTAP OKUYUN” ÖNERİSİ
Beyaz Yayınları sahibi Hidayet Pınarbaşı da kriz dönemlerinde moraller bozulunca ilk akıldan çıkarılanın kitap olduğunu kaydederek, kriz dönemlerinde insanların kitap okuyarak, kendini eğiterek ve eğlenerek, bu durumlarından kurtulabileceklerini dile getirdi.

Pınarbaşı, insanların kitap okuyarak yeniden hayata tutunabileceklerini ancak toplumda “Kitap bir işe yaramıyor” mantığının bulunduğunu savunarak, “İnsanlar kitap okumaya ihtiyaç duymuyorlar. Türkiye’de kitap okumak ihtiyaç olmaktan çıkmış, hatta hiç ihtiyaç olmamış” dedi.

Türkiye’de uzun süredir sadece popüler yazarların ve medya tarafından öne çıkartılmış kitapların satıldığını ileri süren Pınarbaşı, “Sadece ekonomik kriz dönemlerinde değil, kitap sektörü her daim krizde. Yayıncılar uzun süredir oturuyorlar. Kitapçılarda raf sayıları azaldı. Artık kitapçılardan gidip kitap satın alınmaz hale gelindi. Çoğu kitap da internetten satın alınıyor” görüşünü ileri sürdü.

Sex and the City’nin filminin ikincisi yolda

New Yorklu 4 kadının aşklarını ve gündelik yaşantılarını işleyen televizyon dizisinden beyazperdeye aktarılan filmin devamı için oyuncularla anlaşmaya varıldı...

ANKARA - Bir dönem milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan “Sex and the City”nin 4 özgür kadını yeniden beyazperdeye gelmeye hazırlanıyor. Televizyon dizisinden sinemaya uyarlanan filmin senaryo yazarı ve yönetmeni Michael Patrick King, yapımın 4 oyuncusuyla filmin devamı için anlaşmaya varıldığını açıkladı.

Dünyaca ünlü magazin dergisi People’ın internet sitesinde yer alan habere göre, ekranlarda 1998-2004 yılları arasında 94 bölüm boyunca seyirciyle buluşan dizinin “Sex and the City-The Movie” isimli sinema versiyonunun gördüğü büyük ilgi üzerine yapımcılar tekrar harekete geçti.

Serinin senaryo yazarı ve yönetmeni King, New Yorklu 4 kadının aşklarını, gündelik hayatını ve şehirli kadının yaşama bakışını eğlenceli bir dille işleyen “Sex and The City”nin hayranlarına müjde verdi. Sarah Jessica Parker (Carrie Bradshaw), Kim Cattrall (Samantha Jones), Kristin Davis (Charlotte York) ve Cynthia Nixon’ın (Miranda Hobbes) aynı rollerde izleyici karşısına çıkacağını açıklayan King, “Bu inanılmaz oyuncularla tekrar birlikte çalışacağım için çok heyecanlıyım” dedi.

Michael Patrick King, yapımla ilgili gelişmeler oldukça bunları kamuoyuyla paylaşacağını ifade etti.

Filmin çekimlerine bu yıl yaz aylarında başlanacağı ve yapımın 2010 yazında seyirciyle buluşacağı belirtildi.

“Sex and the City”, Candace Bushnell’in aynı adlı kitabından televizyon ekranlarına uyarlanmıştı.

Scarlett Johansson yeni filminde çırılçıplak!

Scarlett Johansson yeni filmi He s Just Not That Into You da çırılçıplak havuza girdi.

Hollywood'un genç yeteneklerinden, Danimarka asıllı Amerikalı oyuncu Scarlett Johansson, yeni filmi "He's Just Not That Into You" da çırılçıplak havuza girdi.

Modern hayatın getirdiği günlük ilişkiler üzerine kurulu olan film, erkek ve kadın ilişkilerinde seksin nasıl da yanlış yorumlandığına farklı bir bakış açısı getiriyor. Filmde Scarlett Johansson'a Jennifer Aniston, Ben Affleck, Jennifer Connelly ve Drew Barrymore gibi ünlü oyuncular eşlik ediyor. Senaryosu Abby Kohn ve Marc Silverstein'e ait olan ve Ken Kwapis'in yönettiği "He's Just Not That Into You" filminin galası 2 Şubat'da yapıldı ve 6 Şubat 2009´da vizyona girmesi planlanıyor.

Şubat ayının merakla beklenen filmi "He's Just Not That Into You"nun galası Los Angeles'ta yapıldı. Filmin kadrosu ünlü isimlerle(özellikle de kadın oyuncularla) dolu olunca galaya da ünlüler yağdı. Drew Barrymore'dan Jennifer Connelly'e, Jennifer Aniston'dan Ginnifer Goodwin ve Scarlet Johansson'a uzanan filmin kadrosunda, bu beş ünlü ismin birlikte kameralara gülümsemeleri de ayrı bir olay tabii.

Milyonlar beni yalayacak

Sabırsızlıkla beklediğini açıklayan ünlü yıldız şaşırttı...

Oscar’lı dört oyuncu, anavatanları Avustralya’da posta idaresinin adlarına çıkaracağı pullarla ölümsüzleşecek. Bu oyunculardan Cate Blanchett, olayı espri konusu yaptı: “Milyonlarca Avustralyalı tarafından yalanacağım ve bunun için sabırsızlanıyorum.”

Nicole Kidman, Cate Blanchett, Russell Crowe ve Geoffrey Rush’ın yüzleri posta idaresinin, kendilerini ‘ülkenin efsanesi’ olarak seçmesi ve resimlerinden özel pullar çıkarılması nedeniyle ülkeleri Avustralya’yı her gün bir baştan bir başa dolaşacaklar. Her oyuncu için bir tane normal hayatta, bir tane de rol karakterleriyle resmedilmiş iki farklı pul çıkarılacak. Tanesi 55 Avustralya cent’ine satılacak olan özel pulların 24 ayar birer kopyası da sanatçılara verilecek.

Avustralya’nın ulusal gününde düzenlenen özel bir törene katılan Cate Blanchett, Russell Crowe ve Geoffrey Rush’ın mutlulukları konuşmalarına yansıdı.

Cate Blanchett
İsminin pulun üzerinde olmasından dolayı çok mutlu ve mahçup olduğunu söyleyen Cate Blanchett, sözlerine şöyle devam etti; “Milyonlarca Avustralyalı tarafından yalanacağım ve bunun için sabırsızlanıyorum.”

Geoffrey Rush
Shine’ın yıldızı Geoffrey Rush da çocukluğunun geçtiği 50’li ve 60’lı yıllarda sadece kraliçenin resminin pulların üzerinde yer aldığını hatırlatarak, “Güvenlikle ilgili evrakların üzerinde olmak çok şık” dedi.

Nicole Kidman
Düzenlenen törene katılmasa da 2002 yılında Hours’daki rolüyle Oscar alan Nicole Kidman da mutluğunu basınla paylaştı. Avusralya’da sivillere verilen en büyük ödüle 2006 yılında layık görülen Kidman, çok gururlandığı belirterek şunları söyledi, “Bir gün çocuklarım yazdıkları mektubun üzerine bir pul yapıştıracak ve bu benim annem diyecek. Bunu bilmek heyecan verici.”

Avustralya Posta İdaresi 1997’den beri, ‘Avustralya’nın Efsanesi’ni seçiyor ve adına pul çıkartıyor. Seçilen ilk kişi, kriket oyuncusu Don Bradman olmuştu.

7 Şubat 2009 Cumartesi

Supernatural” 4. Sezon Sonunda Bitiyor

“Supernatural” hayranları için üzücü bir haberimiz var: “Supernatural” 4. sezon sonunda bitebilir. The CW, diziyi yenilediği ya da bitirdiği hakkında net bir açıklama yapmamasına rağmen setteki genel konuşmalarda 5. sezon için görüşler -malesef- olumsuzmuş. Ve kimse “Supernatural“ın 5. sezonun olacağına dair bir ihtimal vermiyormuş. Bu bilgilerin kaynağı olan ve aynı zamanda dizide Sam Winchester karakterini canlandıran Jared Padalecki, 5. sezon olduğu
takdirde konunun Dean’nin melek oluşuna odaklanacağını ve böylelikle dizinin 5. sezonda biteceğini açıklamış.

Kyle XY” 3. Sezonda Bitiyor

ABC, -başlandığı ilk bölümden itibaren ilginç konusyla izleyicilerin dikkati çeken- “Kyle XY“‘nin 3. sezonun final sezonu olacağını açıkladı. Dizinin bitirilmesinde en önemli sebeplerden birinin de ABC’nin yeni yapımlara yönelmesi olduğu söyleniyor.

Rambo 5 geliyor

Rocky ve Rambo serileriyle beyezperdeye adını yazdıran Sylvester Stallone, 'Rambo 5' filmini çekmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl çevirdiği 'Rocky Balboa' ile adından söz ettiren ünlü aktör, "Rambo 5'i nerede çekeceğime karar veremedim. Amerika yerine Tayland'da çekimlere başlamayı istiyorum" dedi.

TERHİS OLDU YÜCEL'LE BULUŞTU

Vatani görevini tamamlayıp İstanbul'a dönen Kenan İmirzalıoğlu, sevgilisi Zeynep Beşerler'den sonra yakın dostu Uğur Yücel'le de hasret giderdi. İmirzalıoğlu ile Yücel, Taksim Mojo'da geç saatlere kadar erkek erkeğe eğlendi.


Şahandan şok açıklama

Recep İvedik Karakteriyle vizyona gelen Şahan Gökbakar Recep İvedik 2 den sonra 3. versiyonunu çekmeye kararlı olduğunu açıkladı.

Recep İvedik Karakteriyle vizyona gelen Şahan Gökbakar Recep İvedik 2 den sonra 3. versiyonunu çekmeye kararlı olduğunu açıkladı..
Kesin kararlı olduğunu dile getiren Şahan “Herkes görecek. Rekor nasıl kırılırmış” dedi.
Tahminen ikinci sinema filminden bir yıl sonra üçüncüsünü çekmeyi düşündüğünü dile getiren Şahan 6 milyon izlenme beklediğini söyledi.

SİYAD üyelerinden Oscar tahminleri

Oscar ödül törenine 15 gün kala Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) üyeleri Oscar tahminlerinde bulundu.

En iyi film: Milyoner (Slumdog Millionaire)

En iyi yönetmen: Danny Boyle (Slumdog Millionaire / Milyoner)

En iyi erkek oyuncu: Mickey Rourke (The Wrestler / Şampiyon)

En iyi kadın oyuncu: Kate Winslet (The Reader)

En iyi yardımcı erkek oyuncu: Heath Ledger (The Dark Knight / Kara Şövalye)

En iyi yardımcı kadın oyuncu: Marisa Tomei (The Wrestler / Şampiyon)

Cem Yılmaz kovboy filmi çekecek!

A.R.O.G a gelen eleştirilere kulaklarını tıkayan Cem Yılmaz, iki yeni ve fantastik proje üzerinde çalıştığını açıkladı.

Billboard dergisine konuşan ünlü komedyen, "Bir iki fantastik fikrim var. Mesela bir kovboy filmi yapmak istiyorum. Bir de Süper Adam fikrim var. Daha işi tutturamamış, yerden sadece 40 santim yükselebilen bir Süper Adam’ın hikayesi..."

Başka Semtin Çocukları', 27 Şubat'ta vizyona giriyor.

'Sultan Makamı' ve 'Savcının Karısı' gibi popüler dizileri yöneten Aydın Bulut'un ilk uzun metraj filmi 'Başka Semtin Çocukları', 27 Şubat'ta vizyona giriyor.

Gazi Mahallesi'nde 21 günde çekilen filmin başrollerini Mehmet Ali Nuroğlu, İsmail Hacıoğlu, Eyşan Özhim, Bülent İnal ve Özge Özder gibi tanınmış isimler paylaşıyor.

'45. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde gösterilen ve tartışmalara neden olan filmde; Çöplerin içinde bulunan bir ceset. İstanbul Gazi mahallesinde işlenmiş bir cinayet. Öldürülen gencin ağabeyi güneydoğuda yaptığı askerliğinden geri dönmekte.

Kardeşinin katilini bulmak için harekete geçtiğinde cevaplanması zor sorularla dolu bir başka savaşın içine sürüklenmektedir. Gerçeğin arayışı içinde iz sürerken, kaybedilen şeyin sadece kendi kardeşinin hayatı olmadığını görecektir...

Jude Law nasıl kadın oldu?

Yakışıklı aktör Jude Law, yeni filminde bir travestiyi canlandırıyor.

İki Oscar ödüllü ünlü yıldız Jude Law, 'Rage' isimli yeni filminde 'Minx' ismindeki travesti bir süpermodeli canlandırıyor. The Mirror'ın haberine göre; Law'ın, siyah saçları ve ağır makyajı ile filmdeki görüntüsü şimdiden konuşulmaya başlandı.

Sally Potter'ın yönetmenliğini yaptığı film, bu yıl Berlin Fİlm Festivali'nde Altın Ayı için yarışacak. Film ayrıca bu yıl İngiltere'de gösterime girecek.

Banderas da Dali oluyor

İngiliz yönetmen Simon West'in Salvador Dali ile ilgili çekeceği filmde İspanyol ressamı oynaması için Banderas'a teklifte bulunduğu açıklandı.

Banderas, ilk teklifi aldığında kabul etmekten çekindiğini belirterek, "Samimi olarak söylemek gerekirse kendimi Dali gibi göremiyorum ama West bir deneme çekimi yapmamızı teklif edip makyajlı bir halde beni kamera karşısına geçirince ben bile şaşırdım" dedi.

1904-1989 yılları arasında yaşayan sürrealist ressam Dali hakkında yazılan çok şeyi okuduğunu da kaydeden Banderas, Dali'nin filmiyle ilgili kesin kararın 2 hafta içinde verileceğini ifade etti.

İki Çizgi’ 27 Şubat’ta Vizyonda

Senaristliğini ve yönetmenliğini Selim Evci’nin yaptığı ‘İki Çizgi’ 27 Şubat’ta vizyona giriyor.

Filmin başrollerini Gülçin Santırcıoğlu ve Kaan Keskin paylaşıyor. “İki Çizgi” dünya prömiyerini 65. Venedik Uluslararası Film Festivali’nde, Türkiye prömiyerini ise 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gerçekleştirmişti.

İstanbul’unda yaşayan genç bir çiftin öyküsünün anlatıldığı filmde, iş kadını olan Selin, kendisinden yaşça küçük fotoğrafçı sevgilisi Mert ile birlikte yaşamaktadır. Yaz dönemidir ve çift arabalarıyla güneye doğru yola çıkar. Selin ve Mert, birbirinin aynısı günlerin ardından çıktıkları bu yolculukta, şehirden uzaklaştıkça, farkında olmadıkları bir şekilde ilişkileri ile oynamaya başlarlar.

Yeşilçam Ödülleri' adayları açıklandı

Beyoğlu Belediyesi ile Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) işbirliğiyle Turkcell'in ana sponsorluğunda ikincisi düzenlenen "Yeşilçam Ödülleri 2009" adayları açıklandı.

Buna göre, "En iyi film" ödülüne "Üç Maymun", "Sonbahar", "Issız Adam", "Devrim Arabaları" ve "A.R.O.G", "En iyi yönetmen" ödülüne "Üç Maymun" filmiyle Nuri Bilge Ceylan, "Sonbahar" filmiyle Özcan Alper, "Issız Adam" filmiyle Çağan Irmak, "Devrim Arabaları" filmiyle Tolga Örnek ve "A.R.O.G" filmiyle de Cem Yılmaz ile Ali Taner Baltacı aday gösterildi.

"En iyi erkek oyuncu" dalında Onur Saylak "Sonbahar", Yavuz Bingöl "Üç Maymun", Cem Yılmaz "A.R.O.G", Çetin Tekindor "Ulak" ve Taner Birsel "Devrim Arabaları" adlı filmlerdeki oyunculukları, "En iyi kadın oyuncu" dalında da Hatice Aslan "Üç Maymun", Nurgül Yeşilçay "Vicdan", Demet Akbağ "O... Çocukları", Ayça Damgacı "Gitmek" ve Melis Birkan "Issız Adam" adlı filmlerdeki rolleriyle ödül adayları arasında yer aldı.

"En iyi senaryo" dalında "Sonbahar" filmiyle Özcan Alper, "Issız Adam" filmiyle Çağan Irmak, "Üç Maymun" filmiyle Ebru Ceylan, Ercan Kesal ve Nuri Bilge Ceylan, "Devrim Arabaları" filmiyle Tolga Örnek ve Murat Dişli, "O... Çocukları" filmiyle Sırrı Süreyya Önder, "En iyi görüntü yönetmeni" dalında da ise "Üç Maymun" filmiyle Gökhan Tiryaki, "Sonbahar" filmiyle Feza Çaldıran, "A.R.O.G" filmiyle Soykut Turan, "Devrim Arabaları" filmiyle Hasan Gergin ve "Ulak" filmiyle Mirsad Heroviç aday gösterildi.

Her kategoride seçilen beş aday, sektörle birlikte sinema akademisyenleri, iş, kültür, sanat ve medya dünyasının kamuoyu önderleri konumundaki sinemaseverleri de kapsayan 1500 saygın isimden oluşan ikinci bir jüri tarafından değerlendirilecek.

"Yeşilçam Ödülleri"nin birincileri, 3 Mart'ta Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenecek törenle açıklanacak.

"En iyi film", "En iyi yönetmen", "En iyi senaryo", "En iyi görüntü yönetmeni", "En iyi müzik", "En iyi kadın oyuncu", "En iyi erkek oyuncu", "En iyi yardımcı kadın oyuncu", "En iyi yardımcı erkek oyuncu", "Genç yetenek" ve "Turkcell ilk film" kategorilerinde verilecek Yeşilçam ödül heykelciklerinin yanı sıra "En iyi film" ödülünün sahibi 150 bin TL, "Turkcell ilk film" ödülünün sahibi ise 30 bin TL'lik para ödülüyle desteklenecek.

"Yeşilçam Ödülleri "nde geçen yıl Abdullah Oğuz'un yönettiği "Mutluluk" "En iyi film", Fatih Akın ise "Yaşamın Kıyısında" adlı filmiyle "En iyi yönetmen" seçilmişti. "Turkcell ilk film ödülü" ise "Beyaz Melek" ile Mahsun Kırmızıgül'ün olmuştu.


Paylaş Yorumla

Sinema fiyatları düşüyor mu?

Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, Türkiye'de genel gelir dağılımı içinde sinema biletlerinin fiyatlarının yüksek olduğuna dikkati çekerek, "Sinemacılar bunu göz önünde bulundurarak belki belli dönemlerde gündüz-gece-özel gösterimler şeklinde belli kategorilerde fiyat ayarlamaları yapabilirler" dedi.

Çelik, bu yılki sinemayı destekleme projelerine başvuruların 1 Şubatta başlayacağını duyurdu. "Yoğun başvuruyla karşılaşıyoruz" diyen Çelik, bu yıl sinemaya 15 milyon TL bütçe ayrıldığını, bunun yaklaşık yüzde 80'inin uzun metrajlı filmler için kullanılacağını kaydetti.

Abdurrahman Çelik, filmler değerlendirilirken "fazla sayıda filme az destek mi, yoksa az filme çok miktarda destek anlayışının mı benimseneceği" sorusuna, "Bu kararı tamamen destekleme kurulu verecek. Burada bakanlık herhangi bir ön talepte bulunmuyor. O anki projelerin olabilirliğine göre belirlenecek. Zaten önce proje, sonra bütçe konuşuluyor" yanıtını verdi.

"Kriz ortamında film üretiminin düşmesi ve sinema yapımlarının geçen yıllara göre azalması gibi bir durumu bekleyip beklemedikleriyle" ilgili soru üzerine de Çelik, "En az geçen yıl üretilen film kadar yapım üretileceğini düşünüyorum. Şu an piyasada hazırlanan projelerin bir çoğunu bildiğim için üretimde bir düşüşün olabileceğini tahmin etmiyorum" dedi.

"KRİZDE, BİLET FİYATI AYARLAMASI..."

Sinema seyircisi sayısında da azalma beklemediğini belirten Çelik, "Bu tür kriz ortamlarında genellikle sinema seyircisi bir miktar artış gösterir" dedi.

Ancak bu durumun sinemanın "en ucuz eğlence araçlarından" görüldüğü Avrupa ve Amerika için söz konusu olduğuna dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti: "Oralarda insanların gelirleriyle sinema biletleri arasındaki oran çok fazla, dolayısıyla sinema biletleri onlar için çok ucuz. Kriz dönemlerinde de insanlar diğer eğlencelerden kısıtlıyor ama sinemayı asla kısmıyor. Bu göstermiştir ki ABD'deki kriz 6 ayını geçmesine rağmen sinemada yüzde 12 artış var. Sonuç olarak aslında kriz dönemlerinde sektörde izleyici sayısının arttığı gerçek.Ama Türkiye'de genel gelir dağılımı içinde sinema biletlerinin fiyatları biraz yüksek, dolasıyla muhtemelen bu da tamamen ticari bir olay olduğu için sinemacılar, bunu göz önünde bulundurarak belki belli dönemlerde gündüz-gece-özel gösterimler şeklinde belli kategorilerde fiyat ayarlamaları yapabilirler. Bu bağlamda da Türkiye'de izleyici sayısının düşeceğini tahmin etmiyorum."

Abdurrahman Çelik, Türkiye'de izleyici sayılarının belli yıllarda düşmesini de vizyona giren Türk filmlerine bağlayarak, "Türkiye'de geçen yıla baktığımız zaman bir Recep İvedik, bir AROG ve Muro'yu topladığımız zaman, bunlara giden izleyici sayısı birden Türkiye'deki izleyici sayısını yüzde 25-30 civarında artırabiliyor," diye konuştu.

Seyfi Havaeri'yi kaybettik

Türk Sinemasının Yeşilçam döneminin son yönetmenlerinden Seyfi Havaeri vefat etti.

1920 İstanbul doğumlu Seyfi Havaeri 1947 yılında Yara adlı filmle başladığı yönetmenlik hayatında sinemamıza Damga, Bir Yabancı, Gönülden Yaralılar, Kore’de Türk Kahramanları, Kara Sevda, Gönülden Ağlayanlar, Çileli Bülbül gibi birçok film kazandırdı.

İkindi namazını müteakip Yedikule Hacı Evhaddin Camii’nden defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.